OKUDUĞUN MU, DENEYİMLEDİĞİN Mİ?

 

OKUDUĞUN MU, DENEYİMLEDİĞİN Mİ?

OKUDUĞUN MU, DENEYİMLEDİĞİN Mİ?

Ayşin Dinler GKL Mezunu

Büyük heyecan ve istekle istediğin o bölüme girdin. Zorlandığın dersleri bile tercihinden memnun, okuyarak mezun oldun. Çok sevdiğin bölümün teorik kısmı bitti, şimdi pratik zamanı... Peki pratikte yaptığın iş seni mutlu ediyor mu? Yoksa aklın öğrenciyken deneyimlediğin o bambaşka sektörde mi kaldı? Hayatının yarısından fazlasını ayıracağın iş için ''O kadar okudum boşa mıydı?'' mı diyeceksin?  Yoksa ''Öğrendiklerim hep benimle, mutlu olduğum işi yapıyorum'' demeyi mi tercih edeceksin?  

Etrafımızda üniversitede okuduğu bölümün dışındaki iş alanlarında çalışan birçok birey görüyoruz. Bu bireylerin birçoğu bunu mecburiyetten yaparken birkaçı da gerçekten mutlu olduğu işi yapmak için yolunu değiştirmiş oluyor. Evet, ben de o bireylerden biriyim ve eğer mezun olduktan sonra çalıştığın iş ile ilgili kafanda soru işaretleri varsa, yaptığın işi gerçekten sevmediğini ve bu işin seni gerçekten mutlu etmediğini hissediyorsan hiçbir şey için geç olmadığını bilmeni isterim.

Kariyer sürecinin başlangıç aşamasında yaşadığın bu kafa karışıklığı aslında çok büyük bir fırsat. Kendini tanıman, neleri sevip sevmediğini anlaman açısından elemeler yapabileceğin bir süreç içindesin ve evet yalnız değilsin. Bunu sana daha iyi hissettirebilmek için kendi hikayemden bahsetmek istiyorum. 

Üniversite sınavına girmeden önce hatta henüz liseye bile başlamadığım dönemde hayalimdeki mesleği seçmiştim. Bu mesleği yapabilmek için lisede hangi bölümü seçmeliyim, üniversitede hangi alanda uzmanlaşmalıyım sorularının cevabını bulmuştum. Üniversiteye başladığımda derslere zevkle gidiyor, herkesin az kredili diye şikayet ettiği derslere koşarak gidiyordum. Teorik açıdan baktığımda her şey mükemmeldi. Üniversitede okuduğum süre boyunca her yaz döneminde kaldığım yurdun tanıtım, organizasyon ve satış bölümünde çalıştım. Gece 2'de yatmış olmama rağmen sabah 5'te kalkıyor olmak beni zorluyordu evet ama asla şikayet etmiyordum. Çünkü yaptığım işten mutluydum. Kendimi ifade edebildiğim, sosyal olabildiğim bir işin içerisindeydim ve bundan keyif alıyordum. Mezun olduktan sonra ''O kadar zaman boşuna mı okudum tabii ki kendi işimi yapacağım'' düşüncesi ile özel bir hastanenin laboratuvarında işe başladım. 1-1,5 yıl arasında çalıştığım süre boyunca kendi içimde sürekli git-gel yaşadım. İnsanlarla iletişim kurmayı, sosyal olmayı seven ve enerjik olan bana, yaptığım iş uymuyor ve beni mutsuz etmeye başlıyordu. Evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Teoride beni mutlu eden yapı, pratikte içinde olmak istemeyeceğim bir alandı. Bunu kabul etmek, başka bir sektöre geçme kararını verebilmek kendi içimde çözmem gereken bir konuydu ve evet çok da kolay olmadı. Ama ben, beni ne mutlu ediyorsa onu yapacaktım. ''E okudun o kadar n'oldu?'' diyen herkes benim hakkımda belki 15 dk konuşurdu ama ben bütün ömür onu yaşayacaktım. O yüzden etrafımda beni demoralize edecek şekilde konuşan kim varsa kulaklarımı kapattım. 

İstifamı kalbim küt küt ama ne istediğimden emin bir şekilde verdim. Benim yolum başkaydı. Bir an önce o yola koyulmalıydım. İstifamı verdikten birkaç ay sonra daha 'Ben' olabileceğim bir işte çalışmaya başladım. İçinde yer aldığım markanın franchise görüşmelerini yapıyor, satışı gerçekleştiriyor ve sonraki tüm süreci ben yönetiyordum. Bedenen olmasa bile mental anlamda daha yorulduğum bir işin içindeydim. Ama Mutluydum. Kendime, aileme, arkadaşlarıma vakit ayırabiliyordum. Kafamda ''Acaba...'' tilkileri dönmeden işe gitmeye başlamıştım. Okuduğum bölüme ait merakım, ilgim hiç azalmadı. Buna bağlı olarak da Türkiye'nin İlk Bilim ve Genetik Dergisi BEZELYE'de Biyolog yazar olarak yerimi aldım. 

Sevdiğim işi yapıyor, sevdiğim alanda araştırmalar yapmaya ve bu alanda da çalışmaya devam ediyorum. Ama tüm bunları Beni mutlu eden, benim istediğim şekilde yapıyorum. Tüm bu süreç bana biraz cesaret edersem neler yapabileceğimi gösterdi. Daha çok yolum var biliyorum. Bazen karar verirsem yolu tamamlamış olurum diye düşünüyor insan. Ama en çok burada yanılıyoruz. Öğrenmeye, deneyimlemeye giden o yol hiçbir zaman bitmiyor. Aksine içinde olduğun zaman hiç bitmesin istiyorsun...

Yolunu arayan, bulmak için çabalayan müthiş insan... Evet evet sen, unutma; ben bunları yaşadım ve yaşayan bir çok genç kadın tanıyorum, yalnız değilsin.

Yolun en güzelini bulacaksın. 

 

Ayşin

Benzer Gönderiler...

Kendinden Asla Vazeçme

Kadınlara yönelik önyargı, baskı kurma çabası ne yazık ki hız kesmeden devam ediyorken biz kadınlar güçlü ve dimdik durmalıyız. Bazen umutsuzluğa düşsem de kendimden vazgeçmediğim hikayemin bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz güçlü kadınlar olarak hiç vazgeçmemeli, hep gücümüzün farkında olarak kendimize inanmalıyız. Elbet bir gün güzellikler ve hak ettiğimiz bizi bulacak. Sıkıntılar hep var, hep var olacak. Ancak unutmayın ki yalnız değilsiniz ve kendinize inanmaktan asla vazeçmeyin.