Kendimi Geliştirmek için Neler Yapıyorum?

 

Kendimi Geliştirmek için Neler Yapıyorum?

Kendimi Geliştirmek için Neler Yapıyorum?

Melike Kılıç GKL Mezunu

Bilgiye erişimin her geçen gün kolaylaştığı günümüz dünyasında hiçbir şeye yetişemiyor musun? Zamanını etkin kullanamadığını düşünüp kaygılanıyor musun? Yaşıtların bu kadar şey öğrenmeye nasıl fırsat buluyor merak ediyorsan gel, sana anlatacaklarım var.

Sakince arkana yaslan, derin bir nefes al ve saymaya başla: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10. Bak sadece on saniye geçti, 1 dakika geçseydi neler olmuş olacaktı biliyor musun?

2019 yılı verilerine göre dakikada:

  • 3,8 milyon Google araması yapılıyor,
  • 188 milyon e-mail atılıyor,
  • Alışverişte 996, 956 dolar harcanıyor,
  • 694,444 saat Netflix izleniyor,
  • Youtube’da 4,5 milyon video izleniyor,
  • 41 milyon whatsapp mesajı gönderiliyor,
  • 87,500 tweet atılıyor,
  • 347,222 instagram postu atılıyor.

Şimdi tüm bu telaşını, yetişememe kaygını çok iyi anladığımı biliyorsun, aynı hissi taşıyoruz. Yaşıtların bir günü 30 saat gibi yaşıyor görünüyorlar, görünüyorlar diyorum çünkü gerçekten bilmiyoruz, bize açtıkları sanal pencerelerinden onları izliyoruz. Arka odalarında neler var gerçekten bilmiyoruz. Motivasyonunu düşüren sosyal medyaya inanmayarak işe başlayalım. Kimse mutsuz olduğu bilinsin istemez ve herkes çok fazla sır saklar. Bu nedenle herkesin kendisini gördüğü bir mecrada kişi sürekli iyi olduğunu telkin eder, aslında bu kendine yaptığı bir telkin. Bunu şöyle düşün, ağlarken sokağa bile çıkmak istemezsin ve yorganı çekersin üstüne. Aynı durum sosyal medya için de geçerli, kimse kötü haldeyken insan içine çıkmaz ki, bu nedenle hep en iyi anları, en mutlu zamanlarını “post” halinde paylaşıyorlar. Kimseyi yargılama ve aynı kefeye koyma, bu benim de sık sık kendimi uyardığım bir konu. Aynı yaştayız, benzer çevrelerde yaşıyoruz diye aynı hayatı yaşayacağız, çok mutlu olacağız gibi bir durum yok. Hepimiz elma ya da armut değiliz, her insan farklı, çok farklı.

Bir Günümü Nasıl Geçiriyorum?

Okul veya iş ile zamanının çoğunu kaybettiğini düşünebilirsin ama aslında güzel bir planlama ile daha fazla zaman kazanman mümkün. Sana hangi uygulamaları kullandığımı, nasıl günümü verimli kullandığımı anlatacağım.

Sabahları Sleep Cycle uygulmasını kullanarak uyanıyorum, bu sayede daha kaliteli ve dengeli bir uyanma anı yaşıyorum. Normal alarmlar bir anda seni uykundan kaldırır, bu nedenle eğer derin uykudaysan ani bir irkilme yaşayarak uyanırsın ve bu da tüm gün sana “solundan kalkmış” hissi yaşatır. Bu uygulama ile önce bilinçaltın uyarılır ve alarm sakince çalmaya başlar, sesi yavaş yavaş yükselir. Ben bazen rüyalarımda kendi müziğimin sesini duyuyorum, harika bir his. Üstelik sana uyku analizini de yapıyor, ne kadar süre derin uykuda kaldın uyku kaliten nasıldı gibi.

Uyanır uyanmaz sakın düşünme, yoksa bu büyük bir girdaba dönüşür ve sen yataktan kalkamazsın. Ben kendimle sohbete dalıp hep saati unutuyordum, şaka yapmıyorum çok ciddiyim, bu yüzden sabah uyanır uyanmaz ayağa kalk. Alarmı uzağa koymak, hemen sesli bir müzik açmak gibi kendine uygun bir yöntem bulabilirsin. Ben mesela o gün ne giyeceksem akşamdan hazırlayıp yatağımın başına koyuyorum, sabah alarmı kapatınca hemen giyinmeye başlıyorum, bu sayede aslında güne başlamış oluyorum.

Yolda çok zaman kaybettiğini iddia ediyor olabilirsin, buna ben de katılıyorum ama bunu da verimli bir öğrenim sürecine dönüştürmek mümkün. Ben sabahları otobüs durağına yürürken kulaklığımı takıyor ve günün o erken saatlerinde seçtiğim bir meditasyosu dinliyorum, nefes aldığımı hissediyorum. Meditopia’yı kullanabilirsin bunun için, ücretsiz versiyonunda bir sürü seans var. Otobüse binerken de Podcast dinliyorum, birkaç kanal önerisi yapacak olursam: Fularsız Entellik, 5Kişi, BiDünya, Beyhan Budak, Ted Talks Daily, Girişimci Muhabbeti, Mesut Süre Rabarba…

Ben otobüsten sonra metro kullanıyorum, ilk duraklardan biri sayıldığı için oturma ihtimalim çok yüksek oluyor, bu yüzden çantamdan kitabımı çıkarıp okumaya başlıyorum. Metroda rahat kitap okuyabildiğim ve sabahın erken saatlerinde zihnim çok açık olduğu için düşünce kitapları okuyorum, geçen hafta mesela Beyin (David Eagleman) kitabını bitirdim. Düşünce kitaplarını okuduğumda altını çizmem gereken noktalar olduğu için oturuyor olmam önemli benim için.

Ofise geldiğimde güzel bir çay koyarken de Youtube’da takip ettiğim insanları açıyorum: Barış Özcan, Cüneyt Özdemir, imece gibi. Masama geçtiğimde ise ilk iş mailime gelen bültenleri okuyorum: Aposto, Medium, Bigumigu, Google Trends, Google Alers gibi. Mailleri bitirince Medium’daki özellikle Türkçe Yayın’daki yazıları daha dikkatli okuyorum ve sektörel haberleri inceleyip işlerime başlıyorum. Uzun süre ekran karşısında kalmak bedenen de ruhen de zararlı, bu yüzden Pomodoro Tracker ile 25 dakikada bir ara vermenizi sağlayan bir zaman denetimi sistemini kullanıyorum, sınavlara çalışırken de konuları bölerek bu listeye giriyor ve istediğim zamanda bitirebiliyordum.

Öğle aralarımda genelde sevdiğim bir insanın sesini duymak bana iyi geliyor, sevgilimi ya da yakın bir dostumu arıyorum. Sevdiklerimiz iyi ki var!

Gün bitiminde ise bedenen ve zihnen yorgun oluyorum bu yüzden dönüşte genelde kitap okuyamıyorum. Bunun yerine Netflix dizilerini telefonuma indirip yolda onları izliyorum: Explained, 7 Seeds, Pandamic gibi belgesel ve diziler. Bir ara sizlere bayıldığım anime dizi ve filmlerini de önermeliyim. Konusu geçmişken eğer benim gibi dil konusunda kendinizi geliştirmek istiyorsanız Learning Languages with Netflix adında bir eklenti var, bunu bilgisayarınıza yüklediğinizde Türkçe ve İngilizce çeviriyi aynı anda görebiliyor hatta isterseniz her cümleden sonra otomatik durdur yapıp daha yavaş bir şekilde takibini yapabiliyorsunuz.

Dönüş yolumda sosyal mecralarda dolanarak ve yabancı müzik dinleyerek eve geliyorum. Ailemle zaman geçirip yemek yedikten sonra ise roman okuyor veya sosyal aktivite günüm değilse evde özgürlüğün tadını çıkarıyorum. (Genelde işten sonra veya haftasonu sosyal aktivitelerde oluyorum ya da sevdiğim insanlarla vakit geçiriyorum. Kendinize huzurlu ve rahat ortamlar yaratmanız çok önemli.)

Akşam yatmadan önce ertesi gün ne giyeceğimi ayarlıyorum, hangi podcasti veya videoyu izleyeceksem onları telefonuma indiriyorum. Günlüğümü yazıp uyku moduna geçerken de yarın neler yapacağımı planlıyorum ve alarmımı kurup gözlerimi kapatıyorum.

Benim normal bir günüm böyle geçiyor, bunları yaptığımda kendimi dünyadan haberdar ve bir şeyler öğrenmiş biri gibi hissedebiliyorum. Bunların hepsini her gün aksatmadan yapıyorum diye bir şey yok. Her insan kendine göre düzenleyebilir bunları, benim gün akışım bunlara uygun, sizin daha çok zamanınız varsa evinizde matınızda meditasyon yapmanız çok daha güzel olacaktır mesela. Bazen bazı meseleleri çok takıp sosyal medya orucu tutuyorum, uygulamaları telefonumdan siliyorum. Bazen hiç kitap okuyamıyor sadece Medium yazılarına bakıyorum. Bazen hiç video izleyemiyor sadece müzik dinliyorum. Bizler robot değiliz, elbette hayatımız çok sık değişkenlik gösterebiliyor mühim olan kendini iyi hissetmek ve bunun için bir şeyler yapmak. Şikayet ederek ve söylenerek hiçbir şey yapılmıyor, haydi silkelenelim ve neler yapabileceğimize bakalım:)

Umarım sizler için faydalı bir yazı olmuştur, unutmayın bana ulaşmak isterseniz melike.hamus@gmail.com hesabım sizlere hep açık!

Meşhur sözümle sizleri selamlıyorum: “Neyi Bilmediğimizi Bilmiyoruz.”

Sevgiler!

hamuş Melike

 

Benzer Gönderiler...

Eleştirel ve Yaratıcı Düşünme Becerisi

Merhaba sevgili kız kardeşlerim, bu yazımda sizlere 21.yy becerileri arasında çok önemli olduğunu düşündüğüm eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme becerisinden bahsetmek istiyorum.

Yüksek Lisans ve Tez Yazma

Merhaba herkese, biliyorum ki birçok kız kardeşim ya benim gibi yüksek lisans yapıyor ya da yapmak istiyor. Ben de tez yazma sürecinde karşılaştığım durumlardan, edindiğim deneyimlerden yola çıkarak değinmek istedim.